…aklın, yalnızca “raison” anlamında değil “la conscience”(bilinç, vicdan) anlamında aklın demek istiyorum, herkes tarafından saygı göreceği çağa henüz gelmedik; böylesi bir çağın gelmesi için katkıda bulunmak ise hepimizin görevi. ( Theo’ya mektuplar, s.109) Vincent Van Gogh ve puantilist ressamların çalışmaları mozaik sanatıyla ilişkili görülür. Van Gogh’un yaptığı bir portre mozaik tekniğiyle yapılırsa nasıl olur sorusuyla yola çıktım. Kendisini yaptığı son portreyi farklı malzemelerin sunduğu olanaklarla ele aldım. Üçüncü portrede ise ona ait olduğu düşünülen bir fotoğraf ve John Peter Russell’in yaptığı Van Gogh portresinden yararlandım. Neleri başarıp başaramadığımı, mozaik tekniğine nasıl yaklaşmam gerektiğini bir kez daha gözden geçirdim. Kısmetse, Bir Troya Masalı’na Dönüş zamanı…

30 Mart Vincent Van Gogh’un doğum günüydü. Hiç bir sanatçı kişiliği Vincent Van Gogh gibi yüreğimde hissetmediğini söyleyebilirim. Erkek kardeşi Theo’ya yazdığı o mektuplar… Onca yoksulluğuna rağmen, Orhan Veli’nin Deniz Kızı şiirinde dediği gibi: ” Yoksuldu, biliyorum – ama boyna da yoksulluk sözü edilmez ya- (saygıyla) sevgiye özlemi, yalnızlığı, sanata adanmışlığı kısaca kendine ait ne varsa tüm içtenliğiyle ortaya koyduğu o satırlar: “Çoğu kişinin gözünde neyim, kimim ben- bir hiç ya da aksi suratlı yadırgı bir adam- toplumda doğru dürüst bir yeri olmayan, hicbir zaman da bir yer bulamayacak olan kısacası, alçağın alçağı biri. Pekâlâ, diyelim ki bunlar doğru, gene de yapıtlarımla, böylesi yadırgı bir adamın böylesi bir hiçin yüreğinde neler olduğunu dünyaya göstermek isterdim.”(s.75)

Sappho’ya binyıllar sonra cevaben ” söylediğin gibi, birileri, bazılarını hatırlayacak gelecekte”

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir